Sonunda sıra ona gelmişti! Aylardır beklediği güzel haberi ona bir telefon bildirimi ulaştırmıştı: “Artık zamanı durdurabilirsiniz! Randevunuz yarın 10:00’da.”
Eşi bu habere hem sevinmiş, hem de yıllarca ayrı kalacakları için biraz üzülmüştü. Evleneli dört yılı geride bırakmışlardı ama ikisi de çalıştıkları halde maddi sıkıntılarına bir türlü son verememişlerdi. Sonunda sıkıntılı günler geride kalacaktı. Zaman Umut için duracaktı, dünya için akmaya devam ederken ve o bu sırada dünyaya daha güçlü bir şekilde dönmek için çalışacaktı.
Yanına üzerindeki elibiseler, cep telefonu ve cüzdanı dışında hiç bir şey almadı. Zaten onlar da elinden alınacaktı. Saat 10:00’a gelirken görüşme odasının kapısının üstünde ismi yazdı ve içeri girdi. Onu nazik bir hanımefendi karşıladı. Yaşı ellileri geçkin bu kadının yüzünde ve gözlerinde zamanı çoktan durdurduğu anlaşılan sakin ve sevecen bir ifade vardı. Az önceki gerginliği bu sayede gitmiş, yerini tatlı bir heyecana bırakmıştı.
Görüşme odasına girdiklerinde Mercan Hanım detayları anlatmaya başladı.
“Hoş geldiniz Umut Bey. Tahmini olarak iki yıl boyunca zamanı durduracaksınız. Bu süre sizin üretkenliğinize bağlı olarak daha kısa ya da daha uzun sürebilir ama endişelenmeyin; genelde misafirlerimiz öngörülen zamandan daha önce hedeflerini gerçekleştirirler. Bildiğiniz üzere misafirimiz olduğunuz sürece sağlıklı bir şekilde çalışabilmeniz için gerekli imkanlara sahip olacaksınız. Bu süre zarfında size ve ailenize ait olan borçlar ve ailenizin aylık giderleri, şirketimiz tarafından karşılanıyor olacak. Sizin adınıza yapılan tüm harcamalar burada çalıştığınız süre boyunca elde ettiğiniz gelirlerle karşılanacak. Herhangi bir gecikme bedeli ya da faiz ödemeyeceksiniz. Bildiğiniz üzere, sistemimiz sizin daha sağlıklı bir hayata kavuşmanızı sağlamaya yöneliktir. Sizden kazanç elde etmek gibi bir motivasyonumuz bulunmuyor. Tüm borçlarınız bittiğinde ve şirkete olan bakiyeniz kapandığında buradan ayrılabileceksiniz. Eğer daha önce ayrılmak isterseniz, ödemelerinizin durdurulmasını ve şirkete olan bakiyenizin kapatılmasını takiben erken ayrılabileceksiniz. Eğer ruhsal ve bedensel sağlığınız bakiyenizi kapatmaya elvermezse, bakiyeniz şirket tarafından kapatılacaktır ama bu en kötü senaryo ve kuruluşumuzdan bu yana sadece bir müşterimiz için söz konusu oldu ve o da ne yazık ki kronik bir psikolojik rahatsızlığa sahip olduğu için. Sizin böyle bir öykünüz bulunmadığından, bu konuda endişelenmenize gerek yok öte yandan olsaydı da sisteme yine de dahil edilir ve gerekli teşhis ve tedaviler uygulandıktan sonra çalışmayı denerdiniz.”
“Tüm bunları biliyorum, beş aydır dört gözle sizden gelecek haberi bekliyordum. Bir an önce çalışmaya başlamak istiyorum.”
“Anlıyorum, zaten başlangıçta söyleyeceklerim bu kadardı. Sormak istediğiniz birşey yoksa, kabul bölümüne gidebilirsiniz.”
Odanın diğer tarafındaki kapı, zamanı giren kişi için durduran, şimdiki dünya ile bağlarını tamamen koparan yeni ve sakin bir dünyaya açılıyordu. Üzerinde şunlar yazıyordu: “Zamanı durduramazsın ama yavaşlatabilirsin!”
Gözlerini açtığında aydınlık bir odanın içinde buldu kendini. Etrafına bakındı; şeffaf camlarla çevrili bir odaydı bu. Sadece arkasında duvar vardı. Önündeki ve yanlarındaki manzara muhteşemdi. Bir çölün ortasında yapayalnızdı. Geniş bir yatağın içindeydi. Yatağın karşısındaki camda etrafında mavi ışıklar yanıp sönen bir alan vardı ve ortasında akıllı bir kol saati vardı. Saati alınca alandaki ışıklar söndü ve camda bir video oynamaya başladı. Mercan Hanım, odanın nasıl kullanılacağını anlatıyordu. Oda, elektriğini güneşten elde ediyordu. Birbirini takip eden bir sürü oda mevcuttu. Su vardı ve takviye edilmese bile bir yıl yetecek kadardı. Erzak her gün dronlarla mutfağın teslimat bölmesine bırakılıyordu. Olası gecikmelerde kullanabileceği yiyecekler de dondurucuda mevcuttu ama yükek ihtimalle hiç kullanması gerekmeyecekti. Video bittikten sonra saati koluna taktı ve saatteki menüyü kullanarak mekanlar içindeki oturma odasını seçti. Odanın solunda başka bir oda arkadan öne doğru geldi ve sol cam aşağı kaydı. Oturma odasına geçtiğinde sol cam tekrar yukarı kaydı, ardından yatak odası geri, oturma odası da sağa kaydı. Artık yatak odasının yerinde oturma odası vardı. Duvar tarafına doğru böyle devam eden bir sürü oda vardı. Mutfak, oturma odası, çalışma odası, sinema odası, oyun salonu, spor salonu, boş oda. Boş oda dikkatini çekti. Meditasyon için tasarlanmış olmalıydı. Belli ki odalardan birine ihtiyacı olduğunda sadece o odaya ait detaylar etrafta olacak, başka hiç bir unsur dikkatinden çalmayacaktı. Çok hoşuna gitmişti. Hızlıca mutfağa ardından çalışma odasına baktı. Çalışma odasında u şeklinde bir masa, üstünde son model bir bilgisayar, altında çekmeceler dolusu kırtasiye mazlemesi, arka duvarda da kocaman bir mantar pano ve bir süru post-it vardı. Koltuğa oturduktan sonra saati merak etti. Saatini başlangıç ekranına döndürdüğünde bir şeyin farkına varmıştı; saatinde sadece iki zaman dilimi vardı: gece ve gündüz. Tarih yoktu. Şu an gündüzdü. Artık tek ihtiyacı olan şey, ne yapmak istediğine karar vermekti. Oturma odasına geçip, bir süre sessizce oturdu. Yapmak istediği çok şey vardı fakat her zaman olduğu gibi kendine yüklenmek yerine bir süre dinlenmek ve dingin bir ruha sahip olmak istiyordu. Boş odaya gitti. Ortada düz, tahta bir sandalye vardı. Oturdu, gözlerini kapattı ve buradan ayrılacağı günü hayal etti. Eşi onu şirketin kapısında karşılıyordu. Birbirlerine sarılıyorlardı.
Birkaç dakika sonra gözlerini açtı. Çok dinç hissediyordu. Tüm renkler olabildiğince canlıydı. Dinlenmeyi planlamıştı ama çalışmak istiyordu. Bu isteğe karşı koyamıyordu. Çalışma odasına gitti ve bilgisayarı açtı. Dış dünyaya kapalı olan bu bilgisayar, tüm sitelerin birer kopyasını içinde barındırıyordu ve sürekli güncelleniyordu, tabii tarih verileri olmadan. İnternet’e gönderilen bilgiler de kontrollü bir şekilde dış dünyaya gönderiliyordu.
Bilgisayarına ihtiyacı olan uygulmaları kurdu ve çalışmaya başladı.
Aradan bir yıl ve üç ay geçmişti. Her zamanki gibi kendini dinç hissettiğinde uyandı. Hava yeni yeni aydınlanıyordu. Yarım litre suyu bir seferde içti. Elini yüzünü yıkayıp spor salonuna geçti. Bir saatlik sporun ardından duş alıp, kahvaltı etti. Sonra, oturma odasına kitabını okumaya gitti. Saat öğlene gelirken kitabını bitirdi. Küçük bir fincan kahve içip, yirmi dakika kadar hızlı bir uyku uyudu. Uyandıktan sonra çalışma odasına gidip, bilgisayarını açtı. Uygulamasının güncel kullanıcı sayısına baktı ve iki milyona yaklaştığını gördü. Birçok ülkeden yüz binlerce kullanıcısı vardı ve artıyordu. Borçları yedi ay önce bitmişti. Hızını kesmeden biraz daha çalışmak, dönmeden önce bir ev ve bir araba alacak parayı da biriktirmek istemişti ama sakin seyreden uygulaması bir anda yükselişe geçmiş ve ona hayal bile edemeyeceği kadar çok para kazandırmıştı. Geçen yedi ayda şirketi, artık o yokken de çalışmayı sürdürüyordu ve binlerce mutlu çalışanı vardı.
Artık dönmeye hazırdı. Oturma odasına gidip, bir süre karşısındaki muazzam sessizliği izledi. Ardından kolundaki saatin arama özelliğini ilk kez kullandı. Mercan Hanım’ı aradı ve şunları söyledi:
“Teşekkür ederim. Ben hazırım.”
Kapak Görseli: https://hypebeast.com/2020/6/chris-hanley-tomas-osinski-invisible-house-joshua-tree-california