Kategoriler
Hikaye

Çorumlu

Uyandığında çakıllı bir yolda sarsılarak ilerleyen bir kamyonun ön koltuğundaydı. Biraz daha kendine geldiğinde yavaşça şoför koltuğundaki adama baktı. Tanımıyordu.

“Uyandın mı dayı?” diye seslendi adam. Keyfi yerinde gibiydi. “Nasılsın, iyi misin?” diye devam etti.

“Sen kimsin? Beni nereye götürüyorsun?” diye sordu adama. “İsmim Eyüp. Seni köye dönüş yolunda kenarda baygın yatarken buldum. Şimdi köydeki doktora götürüyorum. Telaşlanma, kötü biri değilim.” dedi adam, ve devam etti: “Sen iyice kendine gelene kadar sana bir hikaye anlatayım da, yol daha kolay geçsin, biraz daha vakit var.”

“Ben ne yaşıyorum lan” diye geçirdi içinden, hiçbir şey hatırlamıyordu. “Olur” dedi, sessizce.

Kategoriler
Anı

İkincilik

İlkokul’u bir köy okulunda okudum. İsmi başta Samanlık Kıranı İlköğretim Okuluydu. Ben ikinci, üçüncü sınıftayken sanırım, tam emin değilim, eskiden bizim okuldan mezun olan birisi şehit düşmüştü, ismini okulumuza vermişlerdi. O zaman okulumuzun adı Şehit İsmail Bay İlköğretim Okulu olmuştu.

Dördüncü sınıftaydık. Bunu hatırlıyorum, çünkü o sene yarışmaya katılamamıştım. Dördüncü sınıftaydık. Öğretmenimiz Zafer Taner, bize satranç öğretmeye başlamıştı. Ben o zamana kadar sadece Matematiği ve Türkçeyi seviyordum. Biraz da kızları ama uzaktan tabi; o konuda hep çekingen biri oldum çünkü. Şimdi ise sevecek bir şeyim daha olmuştu: Satranç!

Kategoriler
Hikaye

Zamanı Durdur A.Ş.

Sonunda sıra ona gelmişti! Aylardır beklediği güzel haberi ona bir telefon bildirimi ulaştırmıştı: “Artık zamanı durdurabilirsiniz! Randevunuz yarın 10:00’da.”

Eşi bu habere hem sevinmiş, hem de yıllarca ayrı kalacakları için biraz üzülmüştü. Evleneli dört yılı geride bırakmışlardı ama ikisi de çalıştıkları halde maddi sıkıntılarına bir türlü son verememişlerdi. Sonunda sıkıntılı günler geride kalacaktı. Zaman Umut için duracaktı, dünya için akmaya devam ederken ve o bu sırada dünyaya daha güçlü bir şekilde dönmek için çalışacaktı.

Kategoriler
Hikaye

Gazeferi Uçarak İnen Çocuk

Dedem yine sallanan sandelyesine kurulmuş, en sevdiği kitap olan Puslu Kıtalar Atlası’nı kim bilir kaçıncı kez okuyordu. Biyolojik saati onu uyarmış olacak saatine baktı ve sonra başını kaldırıp bana baktı. Tatlı tatlı gürümsedi. Vakit gelmiş, ha, dedi. Eveeeet, dedim ve koşarak abimi çağırmaya gittim. Döndüğümde dedem armut koltuklarımızı karşısına dizmiş, sandalyesine geri dönüyordu. Hemen yerlerimize geçip, ellerimizi çenemize dayayıp, onu dinlemeye koyulduk. Güzel dedem, güzel güzel anlatmaya başladı.

Kategoriler
Hikaye

Düşünseli

“Oğlum daha hızlı koşun lan!”

“Arkaya baktınız mı? Adam geliyor mu?”

“Saçmalama oğlum! Sakın arkanıza bakmayın, koşun, koşun, yakalanmayın!”

“Hohahaha!”

Umut, bu kargaşaya anlam verememiş halde, telaşla arkadaşlarına yetişmeye çalışıyordu. Az önce arkadaşları bir bakkala girmişti, Umut ve Muhammet dışarıda beklemişlerdi. Bir şeyler alıp çıkacaklardı, herhalde.

Kategoriler
Hikaye

Aynı

Hasta olmadığı halde sağlık ocağına gitti Orhan. Dört kişilik kuyruk. Genelde bir-iki kişi olurdu bekleyen ama özellikle dikkat etmişti yıllardır; en fazla dört kişilik kuyruk olurdu. Tabelasında “5 hasta ya da daha az” yazdığını hayal etti, birkaç yıl önce gördüğü yabancı bir filmin posterindeki gibi. Gülümsedi bir an, sonra geçti.

Kategoriler
Blog

Yeni bir serüven, 6 yıl gecikmeyle de olsa, başlıyor :)

Merhaba,

Biz bundan yaklaşık 6 yıl önce eşimde bir çevrim içi dergi çıkartmaya karar vermiştik ve bu alan adını almıştık: edebiyatki.com

Who.is üzerinden sorgulayabilirsiniz, oluşturma tarihi 2014 🙂